28 Şubat 2012 Salı

GOA



 Nemli bir sicak, goruntu flulasiyor nemden.....Sonunda 'cennet 'Goa'dayim
Goa, Hindistan'in guneyinde yer alan bir eyalet. Ozelikle kisin plaj tatili yapmak isteyen Avrupalilarin tercihi. Panjim, 'e yani Goa 'nin baskentine yol alirken bunu hissetmemek mumkun degil. Motosikletini, jipini kiralayan sarisin turistler yollarda. Bana bizim guney kiyilarimizi andiriyor .

 Panjim'e vardigimda ilk isim kendime guzel bir butik otelde oda tutmak oluyor. Tum gece suren ucak yolculugu ve Mumbai felaketinin ardindan rahat bir uyku cekmek artik hakkim.
 Ertesi gun sehri gezerken tanidiklik hissi kapliyor beni ,neresi derken Trinidad aklima geliyor Kuba'daki bu kucuk sehir de koloni mimarisinin guzel orneklerinden ve Panjim bana Trinidad'i hatirlatiyor.
Panjim'in merkezinde 16.yy'da insa edilmis ve Meryem Ana'ya adanmis bir kilise var , Lizbon'dan yola cikan denizciler Old Goa'ya yani eski baskente devam etmeden once buraya gelip yildizlarina guvenli bir deniz yolculugu yaptiklari icin tesekkur ederlermis. Iste bu kilisenin resmini cekip altina Meksika, Kuba v.b herhangi bir eski somurge ulkesinin ismini yazsam inanilir.
 Panjim'den 25 dakikalik bir otobus yolculuguyla Old Goa 'ya variyorum. 16. ve 18. yy'lar arasinda sehir " Dogu'nun Roma'si " olarak adlandirirmis nufus da donemin Lizbon'una esitmis.. 16.yy 'da Portekizliler'in baskent yaptigi sehirde devasa kiliseler insa edilmis. Fakat 1600'lerde baslayan kolera ve sari humma salginlari yuzunden sehir yavas yavas terk edilmis ve 1843'te Panjim resmi olarak baskent ilan edilmis. Se Katedrali , Aziz Francis Kilisesi ve baska pek cok kilise gezilebilir. . Ben bir kac kiliseye girip cikiyorum ve bana bu kadar yeter deyip Panjim'e donuyorum ve oradan da otobuse atliyorum tekrar , bu sefer yolum Palolem'e.
Palolem'e gitmek icin once Madgoa otobusune biniyorum ki klimali, lux sinif diye geciyor. Yanimda genc bir adam oturuyor ve konusmaya basliyoruz. Turist gemilerinde calisiyormus ve su an tatildeymis. Dovmesinden Hristiyan oldugunu anliyorum. Hindistan'da pek cok farkli azinlik mevcut . Hindistan'in Hristiyan azinligi da gemel olarak Goa bolgesinde yasiyor. 1961'e kadar Goa'nin Portekiz somurgesinde oldugunu dusunursek bu cok normal. Hatta burada yaslilarin kendi aralarinda Portekizce konustuklarina sahit olmak mumkun. Portekizliler somurge yillari boyunca agir misyonerlik faaliyetinde bulunmuslar. Genc adam Hindistan'in bu kadar cesitli olmasindan yakiniyor: ' Ben et yiyorum, icki iciyorum' cumleleri kendince gelismisligin ifadesi. 'Burada insanlar eski kafali diye devam ediyor, gelismeye karsilar. "nasil?" diye soruyorum."wallmart'in acilmasina izin vermediler !" diyor . Ben agzimi aciyorum ve kapadigimda "himm iyi yapmislar o zaman ' oluyor cumlesi.. Terminale geldigimizde Palolem'e gitmek icin hangi otobuse binecegimi gosteriyor. ve birbirimize iyi sanslar dileyip ayriliyoruz.
Sonraki otobusum sanirim 70 model , klimasi acik pencereleri. Kasabalardan , koylerden geciyoruz , siklikla duruyoruz muavin duraklari cigiriyor, yolcular biniyor. Otobus durunca kafalarindaki sepetle meyve satan adamlar beliriyor otobusun cevresinde. Acik camlardan uzatiyorlar meyvelerini , beyaz gomlekli, altlari beyaz saronglu (bele sarilmis kumas) , ciplak ayakli adamlar.... Liseli kizlar biniyor otobuse, simsiyah iki orgulu saclari, burnunda hizmalari, alinlarinda bindileri, tertemiz uniformalariyla. 'Ne guzeller!' diyorum yanimdaki kadin ' Hangisi ?' diyor ' hepsi!' diye cevap veriyorum. Kizlar utangacca kikirdiyorlar.
Sonunda Palolem' e variyorum . Palolem hilal seklinde uzanan, bembeyaz kumlariyla unlu guzel bir plaj. Gunun son isiklarini denizde kovalayarak gunesi ugurluyorum....
15 sene once sadece Hippilerin konakladiklari plaj bugun bizim Olu Deniz'e benziyor. Giriste onlarca hediyelik esya satan dukkan, bol miktarda Avrupali turist  sezlonglarda sere serpe. . Bir tek sahildeki inekler bana Hindistan'da oldugumu hatirlatiyor. Sandallar turistleri toplayip yunus gormeye goturuyorlar. Aksamlari da headset disko mevcut. Sahane fikir, saat 10'dan sonra muzik yasak oldugu icin bu yolu bulmuslar. Gidiyorsunuz diskoya soyluyorsunuz dinlemek istediginiz muzigi veriyorlar size kulakligi oldu bitti!
 Sabahlari adini bilmedigim kuslarin guzel sarkilariyla uyaniyorum. Sahilde yoga yapan, kosan, kilic calisan pek cok turistin arasina katiliyorum ben de matimla. Bugun yoga, deniz , gunes ve kum gunu ,yarin yolculuk Karnataka eyaletine ; Gokarna'ya....
Gezgin'den Gezgin'e notlar:
 Panjim'den Palolem'e veya herhangi bir plaja tuktukla gidebilirsiniz ama yollar cok rahatsiz. Otobusu tercih edin derim ozel taksi tutmuyorsaniz.
Goa 'da plaj cok , ne istediginize karar verin. Ben sakin bir yer istedim ama daha sakini Patnem ve Agonda plajlari.


Goa deniz urunleriyle unlu denemden gelmeyen sizzler citr citir sesler cikaran kiremette yapilan yemek nefis







18 Şubat 2012 Cumartesi

Mumbai Mumbai

Ucak havaalanina indiginde sehir hala uykuda. Sokaklarda bir kac kisinin gozunden  uyku mahmurlugu okunuyor. Bindigim taksi bos yolda surekli korna calarak muhtemelen gidebilecegi en son hizla ilerlerken ben de sehri seyre daliyorum. Duzensiz mimari, bakimsiz binalar, kulubeler, modern gokdelenler.....Mumbai 16.5 milyonluk bir sehir , Istanbul gibi gittikce genislemis. Bugun dunyanin en pahali sehri emlak alaninda, fiatlar cok yuksek. Zitliklar sehri...
Otelim sehrin eski bolgesinde, Coloba, sehrin iki onemli anitana: Taj Mahal Palace'a ve Gateway of India"ya 5 dakikalik yureme mesafesinde. Taj Mahal Palace muhtesem bir mimari ornegi: 1903te yapilmis denilen o ki,  iyi otellere alinmayan Hindu bir adam "otel nasil olurmus gosteririm ben size demis ve gostermis" ( hikayeler gerceklerden her zaman daha cekiciler:) Indian Gate ise Ingiltere Krali 5. George"un sehri ziyareti serefine yapilmis. Coloba"nin , yaklasik 300mlik kordonunda, safak hala sokmemisken bazi Mumbaililar spor yaparken, bazilari da coluk cocuk kaldirimda uyuyorlar battaniyelerin, pacavralarin altinda.
Ben de sahilde yavas yavas yuruyerek Gateway of India"nin yanindan sarinin tum tonlariyla gunesin dogusunu izliyorum. Biraz ileride bir grup gozume carpiyor: yaklasik 8-9 kisiler 75-80 yaslarindaki bir adam disinda digerleri yaslari 50-65 arasi degisen kadinlar, daire olusturmuslar ve yogaya benzer birseyler yapiyorlar. Sonradan ogreniyorum ki kahkaha yogasiymis , her sabah yaparlarmis.
Mumbai"daki gunume Elephanta Adasi"na giderek devam ediyorum.Gate of India"nin arkasindan kalkan teknelerle yaklasik 1.5 saatte adaya variliyor. Deniz petrol cikariliyor.Adaya vardigimda beni karsilayan maymunlar ve cevre kirliligi. Hafif bir tirmanistan sonra magaraya oyulmus Shiva Tapinagina variyorum.Tapinak 7. yya ait. Kayalara oyulmus tapinaklar Budist gelenekle baslayip Hinduizm'e gecmis.Tapinakta gonullu kokartli rehberler tur yapiyorlar ve ben de boylece meslektasim Ramanand'la tanisiyorum. Ilk cumlesi kendinin normal tur yapmadigi, tapinagi yorumlayacagi oluyor . Ve gerisi Ramanand'in agzindan:
" Bu tapinakta karsiklikli kayaya oyulmus Shiva"nin heykelleri var. Shiva"nin betimlendigi sahneler karsilikli olmakla beraber karsitlik iceriyor. Ayni evren gibi , zitliklar arasinda. ( 3 basli Shiva heykelini gosterek) Bak burda' Siva"nin uc yuzu :  soldaki ilk yuzu golgede:, olum ve zamanin sonunu simgelerken diger taraftaki biyikli sert yuzu yikimi , olumu simgeliyor,  , Ortadaki yuz ise yumusak bir kadin yuzu: yaraticiligi simgeliyor. Yasam ve olum zit birbirine ama biri olmadan digeri  de olamaz....
Yanindaki heykele baktiginda Shiva"nin yarisi erkek yarisi disi. Hepimizde disi ve eril taraf var. Sag taraf eril tarafimizken, sol disi tarafimiz. Her iki tarafta dengede olmali ki kutsal butunluge ulasabilelim. Biz burada 'namaste' derken ellerimizi birlestiriyoruz boylece eril ve disi taraflarimiz dengelenmis oluyor. Ellerimiz gogus kafesinin biraz ustunde birlesiyor kalp ve bas arasinda bu da duygularin ve mantigin dengelenmesi...."
Tapinagin merkezinde Lingum tasi, yani fallik sembolunun oldugu alan tapinagin en kutsal alani. Ramamnand hepimizi oturtup mantra soyluyor. Sesindeki titresimler gittikce yukseliyor.
Bir ara fotograf cekmek icin geride kaliyorum, yetismek icin acele ediyorum Radmanand "yavas!"diye sesleniyor bana cunku diyor Gurum Ishu der ki hizli yurudugunde goremezsin; bir akrebe basabilirsin , bocek oldurebilirsin ama yavas yurudugunde gorursun, bilirsin.....
Yavas yavas cikisa yaklasirken , Yogishiva, Yogilerin Lordu Shva resmedilmis meditasyon halinde lotus ciceginin ustunde. Lotus cicegi en kirli su da bile bembeyaz acar . Shiva da meditasyon yaparak kendi icine donuyor ve sartlar ne olursa olsun , hic etkilenmeyip lotus cicegi gibi aciyor , huzurlu. Tam karsi duvarda ise 8 koluyla Nataraj Shiva yani danseden Shiva resmedilmis . Hareket halinde ama bak hala iciyle baglantida diyor Ramanand Shiva'nin huzur dolu yuzunu gosterek
Ogle zamani turumuz biterken maymunlarla yemegimizi paylasip rehberimiz Ramananda'a veda ediyoruz. Yeni tanistigim Guney Afrikali arkadasim Silvan'la birlikte sehri kesfetmek uzere donus teknesine biniyoruz.
Ogleden sonra Mumbai sokaklarinda kayboluyoruz. Mumbai cok heyecan verici bir sehir her kosebasi surprizlerle dolu. Art deco, Victoria donemi, koloni donemi, eklektik mimari stilleriyle gozlere senlik. Khola Goda sanat galerilerinin oldugu bolgeden , universiteye dogru ilerliyor burdan da Unesco Dunya Mirasi olan Tren istasyonu'na uzaniyoruz. Kaldirimlar seyyar saticilar; yok yok bizim Tahtakale gibi. Beni en cok heyecanlandiran korsan kitapcilar oluyor. Sahane kitaplar var; Orhan Pamuk'un , Benim Adim Kirmizi'sindan Brian Weiss kitaplarina kadar neredeyse her tur kitap. Bu da okuma oraninin ne kadar yuksek oldugunu gosteriyor.
Aksama dogru Zeynep'le bulusuyorum. Zeynep arkadaslarimin arkadasi , 4 aydir Mumbai'da yasiyor ve sag olsun her gelene ev sahipligi yapiyor. Bu sehre daha once bir kac kez gelip asik olmus , donmek istememis . Sonra bu is karsisina cikmis ve hic dusunmeden tasinmis . Coloba'da yasiyor ona gore sehrin en heyecan verici kismi ona katilmamak elde degil. Gece hayatinin cok canli oldugundan bahsediyor ama bende  disari cikacak hal yok bi de 3 gun boyunca 'dry days' yani secimler dolayisiyla alkolsuz gunler bz de aksami otelimin terasinda masala cayi icerek sonlandiriyoruz. Ne uzun gun oldu ama bir turlu bitmiyor. Otel odam o kadar kotu ki sabahi zor ediyorum ve erkenden onceden ayarladigim taksiyle sehir turu yapiyorum. Mahalaximi Dhobi Ghat hergun yuzlerce camasdirin yikandigi yer,Mahalaxmi Tapinagi, Haci Ali Camii , Bharatcilar Carsisi gordugum yerler arasinda.Mumbai'in bir kez daha ne kadar buyuk ve her bolgesinin birbirinden farkini gorup varoslaardan , Manhattan tarzi gokdelenlere Istanbul'a benzetiyorum. Havaalani yolunda Juhu 'nun, zengin bolgelerinden bir tanesi, dunyanin her yerinde olabilecegini dusunuyorum bu bolgenin.
Oglene dogru havaalanina varip Goa'ya ucuyorum. Trenle gitmek istedim ama secim zamani tatil oldugu icin yer bulamadim;(






Gezginlere tavsiye bolumu : eger orta halli seyahat ediyorsaniz tren istasyoni yakinlarinda kalin hem fiatlar daha uygun hem de oteller temiz. Mumbai'da odediginiz paranin cok altinda otel standartlari sonucta dunyanin en pahali emlagi.



14 Şubat 2012 Salı


Karlı bir İstanbul akşamında, aile bir arada. Bizim aile kolay kolay bir araya gelemiyor.Annemler Çanakkale’de , kardeşim Belçika’da , ben de İstanbul’da yaşadığımdan dolayı toplanmak biraz zor. İşte senenin o nadir günlerinden biri ; herkes yemek masasının etrafında yerini almış.Masanın üstünde çeşit çeşit leziz anne yemekleri . Benim yüreğim pırpır, gözlerimde hınzır bakışlar. Daha fazla tutamayacağım içimde ve baklayı çıkarıyorum:

-Hindistan’a gidiyorum, tek başıma. Kocaman bir gülümseme yüzümde, sürpriz yapmayı hep sevdim ben.

Annemlerden hafif şaşkınlık nidaları geliyor önce sonra da;

-Niye Hindistan’a gidiyorsun ki? Gittin daha önce oraya. Zanzibar’a gitsene!

-????

-Geçenlerde belgeselde seyrettik çok güzeldi.Neyse sen git Hindistan’a Zanzibar’a beraber gideriz ,hatta seneye gidelim.

Ben bir yandan şaşkınlığımı atmaya çalışırken bir yandan da  ‘Tabii, neden olmasın…’ gibi bir şeyler geveliyorum ağzımda. Al sana sürpriz diyorum içimden.

İşte böyle dostlar , bugün gidiyorum ben Hindistan’a üç haftalığına ve yüreğim pırpır çok heyecanlıyım bu yolculuk için, yol için…

Bugün Mumbai’a uçuyorum ,orada 1gece kalıp Goa ‘ya gideceğim . Oradan da kıyıdan kıyıdan Kerala’ya doğru ilerleyeceğim. Nereye gittiğimin veya nereye vardığımın değil, asıl olanın yol olduğunun bilincinde… …Amaçsız, hedefsiz , beklentisiz olabildiğince Renkleri, kokuları duyumsayarak, akarak nefesle .

Elimden geldiğince paylaşacağım bu sefer fiziksel olarak da yaptığım yolculuğumu bu blogda. Katılırsanız siz de benim bu macerama ne mutlu banaJ